pompeii

Pompeii’de felaketinde taşlaşan insanların kalıntılarını inceleyen araştırmacılar, uzun zamandır saklanmış genetik sırları gün yüzüne çıkardılar.

Araştırmacılar, zamanla sertleştirilmiş küllerle kaplı bedenlerde korunan DNA ‘lardan insan genomlarını sıraladı.

Arkeologların ilk olarak 1933’te Casa del Fabbro veya Zanaatkarın Evi olarak adlandırdıkları yerde keşfettiği ilk bulgular Science Report dergisinde yayınlandı.

MS 79’da Vezüv Yanardağı ‘nın patlamasıyla ortaya çıkan devasa kül bulutunun 20 dakikadan daha kısa bir sürede şehrin sakinlerini öldürdüğü düşünülüyor.

Salento Üniversitesi ‘nden antropolog Doktor Serena Viva ‘ya göre, araştırmacıların DNA araştırması için incelediği bu iki kurban, patlamadan kaçmaya çalışmıyorlardı.

Doktor Viva , Inside Science ‘a verdiği demeçte, “Konumlarından anlaşılacağı üzere kaçmaya çalışmamışlar. Neden kaçmadıklarının cevabı ise sağlık durumlarında yatıyor olabilir.” dedi.

Kopenhag’daki Lundbeck GeoGenetics merkezinden araştırmayı liderlik eden Profesör Gabriele Scorrano , “İskelet sistemlerine ilk baktığımız her şey umut verici görünüyordu, bu yüzden DNA ekstraksiyonun a bir şans vermeye karar verdik.” dedi

Kullandıkları son teknoloji ekipmanlarıyla bilim insanları, kemik tozlarından büyük miktarda genom bilgisi çıkarmayı başardı.

Erkek kurbanın kafatası tabanından alınan kemik tozunda, tüberküloza neden olan bakteri DNA verileri bulundu. Kaçamama nedenini tüberküloz olarak ön gören bilim insanları, bir başka çözülmemiş gizemi de aydınlatmış oldu.

Pompeii’nin biyolojik çalışmalarında daha öğrenilecek çok fazla şey olduğunu söyleyen Gabriele Scorrano , Pompeii ‘deki her insan vücudunun “bir hazine” olduğunu söyledi. Ayrıca Gabriele Scorrano, “Bu insanlar dünyanın en tanınmış tarihi olaylarından birinin sessiz tanıklarıdır ve onlarla birlikte çalışmak benim için çok duygusal ve büyük bir ayrıcalık.” dedi.