Küresel ısınmanın başlıca nedeni olan atmosferdeki sera gazlarının artışının, fosil yakıtlardan kaynaklandığı bilinir. Bu kesinlikle doğrudur. Yıldan yıla görülen bu artış yanında, bir de yıl içinde mevsimsel artış ve azalış meydana gelir. Mevsimsel artış ve azalmanın net farkı yıllık artışa eklenmiş olur.

Kuzey yarımkürede kış aylarındaki ısınma, fosil yakıtların tüketimini artırır. Yaz aylarında ısınma kaynaklı bu etki azalır veya yok olur. Başlıca sera gazı olan karbon diyoksit (CO2) düzeyindeki mevsimsel artış ve azalışın başka bir kaynağı da bitkiler, özellikle tahıllardır. Kasım ayında Nature dergisinde yayımlanan bir makale ile tahıl üretiminin sera gazlarının mevsimsel artış ve azalışında sanılandan daha fazla rol oynadığı açıklandı.

Her yıl bahar ve yaz aylarında bitkiler büyürken atmosferden aldıkları karbon diyoksit (CO2) sonbahar ve kış aylarında tekrar atmosfere salınmakta. Atmosferdeki CO2 miktarı da buna göre bir azalış ve artış göstermekte. Fosil yakıtlardan ve yanardağ patlamalarından atmosfere ek CO2 salınmasaydı ve geniş orman alanlar yok olmasaydı, bu artış ve azalış dengelenecek ve küresel ısınma diye bir sorun olmayacaktı.
Son 50 yılda atmosferdeki CO2 miktarında mevsimsel değişkenlik, yaklaşık %50 artmış durumda. ABD’de 5 büyük üniversitenin (Boston, New Hampshire, Michigan, Minnesota ve Wisconsin üniversitelerinin) ortak yürüttükleri bir araştırma, CO2 düzeyindeki artışta tahıl üretiminin önemli bir rolü olduğunu gösteriyor. Tahılların mevsimsel olarak CO2 artışındaki toplama katkısının %25’i bulduğu açıklanmakta.
Tahıl üretimi, CO2 açısından bir sünger gibi ilkbaharda emdiklerini sonbahar ve kışta geri veriyor. Fakat sünger sürekli büyümekte ve sonuçta daha çok CO2 atmosfere girip çıkmakta. Tahıl ekimi tüm bitkisel alanların sadece % 6’sını oluşturmakta. Ancak CO2 değişkenliğinin artışına katkısı çok daha fazla.
1960’lardan bu yana Dünyada başta mısır olmak üzere buğday, pirinç ve soya üretimi %240 artmış bulunuyor. Bu artış özellikle ABD ve Çin’deki üretim artışlarından kaynaklanıyor. Ekilen alanların toplam yüzölçümünde önemli bir artış olmamasına karşın makinalaşma, tohum ıslahı, sulama ve tarım teknolojisindeki diğer gelişmelerle büyük verim artışları sağlandı.
Fosil yakıtlardan kaynaklanan artışlar gibi, sözü edilen mevsimsel değişkenliği artması da gene insan kaynaklı oluyor. İnsan aktivitelerinin Dünya iklimine yeni bir etkisi olarak ortaya çıkıyor.
Makalede çıkarılan bir sonuç şimdiye kadar tahıl üretiminin küresel CO2 bütçesine etkisinin yeterince dikkate alınmadığı yönünde. Modellere bu şekilde oluşan mevsimsel değişikliklerin de girmesiyle, ileriye dönük daha doğru tahminler yapılabileceği savunulmakta.

Kaynakça:
http://www.nature.com/nature/journal/v515/n7527/full/nature13957.html