Kışın yolların buz tutmaması için en çok kullanılan yöntem tuz dökmektir. Tuz suyun donmasına engel olur ama bu arada ciddi çevresel olumsuzluklar da doğurur. Çok tuz kullanılan yerlerde yeraltı sularındaki tuz oranlarında tehlikeli artışlar görülmektedir. İçme suyu ve sulama suyunun kalitesini düşüren, hatta sağlık sınırlarını zorlayan durumlar gündeme gelmektedir.

Eylül ayında ulaşımda kar ve buz sorunu üzerine yapılan bir konferansta sunulan bildiride, ABD Ulaştırma Bakanlığı tarafında 2,8 milyon dolarlik bir proje ile desteklenen projedeki bulgular anlatıldı.

ABD’de bazı bölgelerde yeraltı sularında sodyum ve klor düzeylerinin kabul edilemez düzeylere çıkması ile tuz yerine kum ve başka kimyasalların, hatta sulandırılmış meyve ve sebze suyunun bile kullanılması söz konusu olmuştur. Ancak bunların da tuza göre yüksek maliyet ve başka sakıncaları ortaya çıkmaktadır.

ABD’nin Washington Eyalet Üniversitesi’ndeki soğuk iklim araştırmacıları, petrol gibi son 50 yılda tuza karşı da bir bağımlılık oluştuğunu, tuz, kum ve kimyasalların sakıncalarına karşı artık yeşil önlemler alma zamanının geldiğini söylemekteler. Üniversitenin ‘Soğuk İklimlerde Çevresel Sürdürülebilir Ulaşım Merkezi’nde, yeni ve yeşil buzlanma önleyici teknikler yanında yaban hayatı geçişleri, toz ve yeni kaplama malzemeleri üzerine araştırmalar yapılmakta.
ABD’de yolların kardan temizlenmesi için yılda 2,3 milyar dolar harcanmakta. Buna ayrıca 5 milyar dolar kadar yan etkileri giderici harcamaları ve diğer gizli maliyetleri eklemek gerekiyor. Gizli maliyetler, tuzun çevre ve altyapıya yaptığı zararlar ile araçlara yapıtığı zararların karşılanmasını kapsıyor. Kullanılan tuz biyoindirgenebilir olmadığı için %90 oranında çevrede kalıyor. Bazı araştırmacılara göre bunun uzun dönemde verdiği zararlar korkutucu düzeye ulaşıyor.

Uzmanlara göre yola tuz dökmek kolay gibi görünse de işin altında ayrıntılı bilim ve teknoloji yatıyor. Merkezde geliştirilen akıllı kar küreme makineleri sensörlerle donatılmış. Makineler yüzey sıcaklığını, yoldaki mevcut tuz miktarını, buz miktarını ve kayganlığı ölçüyor. Dökülecek en uygun tuz miktarı hesaplandıktan sonra gerekli tuz yola otomatik dökülüyor.
Geçmişte tamamen kafadan veya gözle tahmin yapılarak dökülen tuz, şimdi otomatik hesaplanıp döküldüğü için, hem maliyet azalıyor, hem de yol civarındaki bitkilere ve yer ltı sularına gidebilecek tuz miktarı minimuma indiriliyor.

Ayrıca merkezde geliştirilen bir yazılım, yolların mevcut durumları, tuz stokları, mevcut ve beklenen hava koşullarını dikkate alarak araçlar için bir çalışma programı oluşturuyor. Program aynı zamanda başka seçenekleri de dikkate ve kayda alıyor.

Laboratuvar araştırmalarında şimdi tuz ve kumun yerini alacak başka maddeler üzerinde çalışılmakta. Bunlar arasında pancar suyu, domates suyu ve şimdilik daha bir ümit veren malzeme olarak bira ve viski üreticilerinden gelen arpa artıkları var.
Diğer bir araştırma konusu ise tuza dayanıklı beton ve asfalt katkı maddeleri üzerine. Böylece tuzun yollara verdiği zararlar minimize edilecek. Mikro ve nano düzeyde geliştirilecek parçacıkların yol kaplaması olarak kullanılmasıyla tuz bir bakıma alttaki beton veya asfalttan yalıtılacak.
Yolları buza karşı daha güvenli yaparken, bunun getireceği zararları da en aza indirmek gene bir bilim ve teknoloji işi olarak ortaya çıkıyor.

Kaynakça:
http://www.terradaily.com/reports/Cut_the_salt_Green_solutions_for_highway_snow_and_ice_control_999.html