NewScientist dergisinin 16 Kasım 2013 tarihli sayısında Cambridge Üniversitesi’nden psikolog Dr. David Whitebread ve erken eğitim uzmanı Dr. Sue Bingham imzalı çıkan bir yazıda formal eğitime başlama yaşının 7 olması gerektiği savunulmakta. Prof. Whitebread ve meslektaşı İngiltere’deki okullarda formal eğitime başlama yaşının artık 5 olmaktan çıkarılıp 7 olması gerektiğini, tüm diğer gelişmiş ülkelerin deneyimleriyle ve bilimsel bulgulara dayanarak anlatmakta.

İngiltere’de bu konu geçmişte tartışılmış fakat yasal bir değişiklik yapılmamıştı. Son olarak geçenlerde 130 uzman tarafından imzalanan bir açık mektup konuyu gene alevlendirdi. Formal eğitime geç başlamanın yararları, zaten birçok Avrupa ülkesinde bilimsel verilerin ışığında kabul edilip uygulamaya konmuş bulunuyor. Eğitim düzeyinin en ileri olduğu ve bunun çeşitli uluslararası testlerde kanıtlandığı Finlandiya, İsveç gibi ülkelerde formal eğitime başlama yaşı 7.

İngiltere’de 5 yaşta (hatta kısmen 4 yaşta) formal eğitime başlama 1870 yılından kalan bir yasaya dayanıyor. O yıllarda kızların temel eğitimi bir an önce tamamlayıp iş gücüne katılabilmesi için düşünülmüş bir kural. Fakat belki de geleneklere fazla bağlı olmanın bir sonucu olarak; bu uygulama, zararları gösterilmiş olmasına rağmen değiştirilememiş.

Burada formal eğitimle oyunla eğitimin farkını hemen belirtmek gerekir. Formal eğitim okuma yazma ve aritmetik bilgilerini belli bir program dahilinde çocuklara öğretmek, bazı çevre ve yaşam bilgilerini gene program çerçevesinde vermek, çocukların gelişmesini bunlara dayalı testlerle ölçmek ve değerlendirmektir. Oyunla eğitim ise okuma yazma, aritmetik veya çevremizle ilgili benzer bilgilerin öğretilmesi söz konusu değildir. Oyunlar ve doğal ortam içinde çocukların, kişisel ilişkiler, ortam bilgileri, düzgün konuşma, anlama, yaşam becerileri, el becerileri, yaratıcılık, orijinal düşünce, araştırma gibi konularda gelişmesi hedeflenir.

Formal eğitimin 5 yaş gibi erken başlaması yerine, 7 yaş gibi geç başlamasının yararları hakkındaki bilimsel kanıtlar, eğitim alanı yanında psikolojik, antropolojik ve beyin çalışmalarından da gelmektedir. Antropolojik araştırmalar avcı toplayıcı toplumlarda oyunla öğrenmenin önemini ortaya koyarken, beyin araştırmaları erken çağlarda oyunla öğrenmenin beynin frontal lob kısmında daha fazla nöron bağlantısı sağladığını göstermiştir. Frontal lob, beyinde düşünce, mantık yürütme ve öğrenmenin merkezi olarak insanları maymun ve diğer hayvanlardan ayıran başta gelen özelliktir.

Deneysel psikoloji araştırmaları, erken çağlarda, oyunla öğrenmenin formal öğrenmeye üstün olduğunu, daha çok motivasyon ve daha kalıcı etki gösterdiğini ortaya koymuştur. Gelişim psikolojisi araştırmalarına göre, oyunla öğrenme çocuklarda sembol ve temsil kavramlarını geliştirerek dil, konuşma, anlama, okuma-yazma, aritmetik dahil tüm konuları, okul çağına gelindiğinde daha iyi öğrenmelerini sağlamaktadır. Yine başka araştırmalara göre, fiziki aktivite ve sosyal ilişki içeren oyunlar, çocuklarda duygusal olgunluğun gelişmesine ve ilerde daha bağımsız davranmalarına katkı vermektedir.

Yeni Zelanda’da yapılan kapsamlı bir çalışmada 5 yaşında ve 7 yaşında formal eğitime başlayan iki grup çocuğun ilköğretim süresince başarıları izlendi. Erken eğitime başlayanlar ilk yıllarda ikinci gruba göre daha önde görünseler de yaşları 11’e geldiği zaman iki grup arasında test skorlarına göre bir fark kalmadığı görüldü.

Fakat iki grup arasında motivasyon ve eğitime karşı tavır konusunda ölçülebilir bir fark gözlendi. İkinci grup okula ve eğitime daha olumlu bakarken 5 yaşında başlayanlarda daha olumsuz bir tavır görüldü. Ayrıca okunulanı anlama konusunda, istatistik anlamı olmasa da, eğitime geç başlayanlar küçük bir farkla öndeydiler.

Bir uluslararası araştırmada 55 ülkeden gelen binlerce 15 yaşında öğrenci, okuma yazma ve matematik testlerine tabi tutuldu. Formal eğitime erken başlayanlarla geç başlayanlar arasında hiç bir fark gözlemlenmedi.
İngiliz Eğitim Bakanlığı tarafından 2004 yılında yapılan ve 3000 çocuğu kapsayan bir araştırmada, okul öncesi uzun bir oyun süresinin ilkokul döneminde öğrenme başarısını artırdığı görüldü.

Başka bazı araştırmalar çeşitli yaşlardaki öğrenciler arasından stres ve akıl sağlığı sorunlarına baktı. Okulda başarı baskısı ve diğer baskıların yarattığı stres, uzun oyun dönemi geçirmiş çocuklarda daha az görülmekteydi. Eğitimciler ve psikologlar, onlu yaşlar boyunca akademik başarının yanında çocukların akıl sağlığının, sonraki yaşam için son derece önemli olduğu konusunda hemfikirler.

Eldeki açık bilimsel kanıtlara göre formal eğitime erken başlamanın bir yararı olmadığı, aksine sakıncalarının bulunduğunu gözler önüne serdikten sonra, yazarlar çocukların akademik başarısı ve duygusal sağlıkları için, İngiliz Eğitim Bakanlığını formal eğitime başlama yaşını değiştirmeye davet etmekteler.

İngiltere bu konuda ne zaman ne karar alır bilinmez ama Türkiye’nin, 4+4+4 sistemi ile, bilimsel verilere ters düştüğü ortada.

Kaynakça:
David Whitebread, Sue Bingham, NewScientist, 16/11/2013, sayfa 28-29.